Kapatın gözlerinizi… Hadi hep beraber hayalî bir yolculuğa çıkalım. Bu kez rotamız Filistin olsun ve insanî bir yardım yükleyelim heybemize. Yolumuz uzun ülkeler geçeceğiz. Her ülkede kalbî bir muhabbetle yanımızda olan insanlar göreceğiz. Aramızda bir sevgi seli oluşacak ve hiç tanımadığımız insanlarla aynı ülkü için kardeş olacağız. Müslüman Müslüman’ın kardeşidir düstûrunu gönülden benimseyip, sımsıkı sarılacağız birbirimize.
Yollara âşina değiliz ama bir Olan’a sığınacağız el ele gönül gönüle. Zorluklar çıkacak biliyoruz ama her şeyi göze almışız. Biz ki Fatih’lerin Eyyubi’lerin torunları vazgeçmek yakışır mı şanımıza?
Önce sakin tüm limanlar ilerliyoruz. Her limanda büyük bir coşkuyla karşılanıyoruz. Filistin’e gideceğimizi duyan bütün dindaşlarımız ve bütün bu zulme dur diyenler koşa koşa bizi karşılamaya ve uğurlamaya gelmişler. Hatta belki içlerinden birkaçı da bize katılacaklar. Arkamızdan su dökecekler bazıları da tez gidip tez gelelim diye. Her limanda biraz daha artarak devam edeceğiz. Artacağız ancak azalmayacağız. Artacağız çünkü hedefi ve gayesi insanî yardım olanlardanız. Artacağız çünkü dinimizin harem-gâhına giren zalimlere karşı mazlumları koruma güdüsünde olanlardanız. Artacağız çünkü dünyaya baş tutanlara karşı boyun eğmeyenlerdeniz. Onlar ki kendilerini dünyanın hâkimi sanıyorlar, bilmiyorlar ki onlardan büyük Allah var.
Ülkemizden çıkmış bir türkü tutturmuş, Uhud aslanları kadar heybetli, bin atlı kadar şen ilerliyoruz yolumuzda. İçimizde bir sıkıntı var aslında her birimizin ama kimse kimseye bir şey belli etmiyor. Mekke’nin fethine giden fâtihler gibiyiz ki dimdik ayaktayız. Ölsekte geri dönmeyeceğiz bunu beynimizin ve kalbimizin her bir kıvrımına yazmışız.
İlk bozgun hiç beklemediğimiz bir anda hiç beklemediğimiz bir yerde uğrayacak bize. Mısr’a vardığımızda kapanacak yüzümüze aralanan bütün kapılar. Bir zaman Yûsuf’un hükmettiği yerlerde Mübârek’ler cirit atacak. Kenan iline gitmemize engel olacak. Mümkün müdür Yûsuf’un öz diyarına, hükmettiği yerden gidişe engel olunsun. Bir şekilde açılacak yollar, bir yolu kapatan Allah bir yolu açacak önümüzde. Ne beklediğimiz saatler ne çektiğimiz eziyetler ne de bozulan morallerimiz canımızı yakacak Müslüman’ın Müslüman’a koyduğu engel kadar. Kardeş kardeşe bu cevr ü cefâyı ederse lâl olmaz mı eller, diller ağyârın ettiklerine karşı?... Mısrî Türkî’ye bunu yaparsa, Yahûd Kudsî'ye ne yapmaz!...
Yollar onca yollar aştıkta bir Akdeniz’den Kızıldeniz’e geçememenin ye’sindeyiz. Keyifler kaçmış, ağlamaklı gözler yine de Eyüp sabrı ile sabrediyoruz. Sabredenlerin mükâfatlarının verileceğini anıyoruz ve anlatıyoruz birbirimize. Çığlık olmuş bir sükûnet var gemimizde. Diller susmuşta gönüller konuşur. Anneler, babalar, ağabeyler, ablalar susmuş bir Furkan’lar bir Ali Haydar’lar konuşur. Onlar konuşur bizler dinleriz. Onların konuştuğu ile yollar görürüz. Bir fener timsalî zulmetlerimizi nûr eylerler.
Hacı bir dede kutlu iki mescidi görmüş üçüncüsünü göreceği için heyecanlı, bir abla cân kardeşlerine kavuşacağı için sabırsız, genç bir delikanlı Filistin’i fethedeceği için Fâtih sevincinde… Duygu, duygu içinde, hislerimizin hepsi son safhasında… Sabırlarımız zorlanıyor ama sakiniz mükemmel bir teslîmiyetle menzilimize varmayı bekliyoruz. İşte bir gece kara göründü. Bir adım ötemiz Filistin! Adım atsak toprağı öpeceğiz. Kat kat semâ yere iniyor bir anda sanki kıyâmet kopmada. Yüzlerce insan bir sağa bir sola koşuyor. Genç, ihtiyarı korumaya çalışıyor, anne, çocuğunu kurtarma çabasında. Mermiler geçiyor sağdan soldan. Şehâdet şerbetini içiyor dokuz kardeşimiz sırası ile. Engel olmaya çalışıyoruz Yaradan’a sığınıyoruz. Lâkin ne mümkün zâlime engel olmak. Eziyorlar, geçiyorlar suçsuz onlarca insanı. Alacaklarını alıyorlar, emellerine ulaşıyorlar ve gidiyorlar. Mavi Marmara’da biz 587 yolcu ile tarifsiz bir tufandan çıkıyoruz. Korktu isek nâ-merd olalım, onca zulme karşı biz Mavi Marmara aslanları boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.
Açın gözlerinizi Sevgili Dost’lar! Açın gözlerinizi. Açalım gözlerimizi. Bu zulme dokuz değil dokuzyüzbin şehidimiz fedâ olsun. Yeter ki biz gözlerimizi kapamayalım bu insanlığa sığmayan zâlimlik karşısında sesimizi kısmayalım.
Dipnot: Yazının kendisi bana bütün hakları İhh Ankara'ya aittir. Yazıyı alıntı yapanlar olursa bunu belirtmesini önemle rica ediyorum vebal altında olmak istemem :) (hukuki bi problem çıkmasını istemem çünkü)
|