Sabaha çıktıktan sonra artık geçen geceye bakma.  Çünkü şerri ve hayrı ile giden dünü değil bugünü yaşayacaksın. Farzet ki  ömrün sadece birgün, o da bugün...
 Bugün doğdun ve bugün Rabbine kavuşacaksın. 
Geçmişin  kederi, geleceğin kaygısı ile ayağının sürçmesine müsaade etme. bütün  dikkatini, ihtimamını, çalışmanı, bugüne teksif et.
Ömrünün  bu son gününün namazlarını mutlak surette huşu içinde eda et! Kur'an'ı  Kerim-i tedebbür ederek oku. Tesbihatını huzurda yapıyormuşçasına yap. Ahlakına, muamelatına dikkat et. İnsanlara faydalı olacak işler  konusunda son derece azimli ve gayretli olarak gününü geçir. 
Bu son gününün saatlerini iyi kullan. Dakikalarını senelere, saniyelerini aylara dönüştür. 
Yüce Mevlayı çokça zikret. Bugün tarlana hep hayır ek.
Günahlarından tövbe et. kinden, hasetten uzak ol. rızkına razı ol. eşini, çocuklarını mutlu et. 
Kendin ol - İmmea olma
Hiçbir zaman başkası olmaya gayret etme.
Çünkü bu gerçekten sonsuz bir sıkıntı sebebidir.
Adem aleyhisselamdan bugüne insanoğlundan biri diğeriyle aynı surette yaratılmamıştır. sen özelsin.
Geçmişte hiç kimse senin suretinde yaratılmadı. Bundan sonra da yaratılmayacak. Sen Ahmet'ten Mahmut'tan farklısın. 
Bu yüzden kendini başkasında diriltmeye kalkışma.
Hayata 'sen' olarak atıl. Yaratıldığın gibi yaşa. Sesini, yürüyüşünü değiştirme.
Senin özel bir tadın, rengin var. 
Seni bu tadınla, renginle tanıdık ve böyle görmek istiyoruz. Çünkü sen böyle yaratıldın.
İbn Mes'ud (r.a.) bir gün arkadaşlarına: "Sakın herhangi biriniz "immea" olmasın!" dedi.
Onların "Ey Eba Abdirrahman! İmmea da nedir?" diye sormaları üzerine de şunları söyledi: 
"İmmea  "Ben halka bağlıyım. Onlar doğru yolda olurlarsa ben de doğru yolda  olur; onlar dalalette (sapıklıkta) olursa ben de dalalette olurum" diyen kişidir.
Allah'a  yemin ederim ki halk tamamen kâfir olsa dahi siz kendinizi kâfir  olmamak için zorlamak mecburiyetindesiniz." İnsanoğlu tabiatı itibariyle  meyve ağaçları gibidir. Kimisi uzun kimisi kısa. Kimisi tatlı kimi  ekşi.
Muz gibiysen başka mevye olmaya gayret  etme. Çünkü güzelliğin, değerin muz olmandadır. Renklerimizin,  dillerimizin, güçlerimizin velhasıl tüm özelliklerimizin farklı oluşu  Bari Teala'nın ayetlerinden bir ayettir.
La-Tahzen / Üzülme 
Çünkü hüzün, düşmanı sevindirir, dostunu üzer, haset edenin diline düşürür.
La-Tahzen / Üzülme 
Çünkü hüzün, kaybolanı geri getirmez, öleni diriltmez, kaderi değiştirmez, hiçbir fayda getirmez.
La-Tahzen / Üzülme 
Çünkü hüzün sinirleri yıpratır, kalbini yorar, gecelerini mahveder. 
La-Tahzen / Üzülme
eğer günah işlediysen tövbe et, istiğfarda bulun, yanlış yaptıysan düzelt, o'nun rahmeti sonsuz, kapısı hep açıktır.
La-Tahzen  / Üzülme
kaybettiğin şey için üzülme çünkü daha pek çok nimetlere  sahipsin. 'n sana bahşettiği diğer nimetleri düşün ve şükret. 
Teala, "'ın nimetlerini saymaya kalksanız buna güç yetiremezsiniz" buyurmuyor mu? 
La-Tahzen / Üzülme
ehli batılın sözlerinden dolayı üzülme, onların tenkitlerine sabrettiğin sürece mükafatlandırılacağını unutma. 
La-Tahzen / Üzülme
insanlara ihsanda bulunduğun sürece üzülme. Çünkü mutluluğun yolu insanlara ihsanda bulunmaktan geçer.
La-Tahzen / Üzülme 
Çünkü iyiliğin mükafatı on mislinden yedi yüz misline, kötülüğün karşılığı ise sadece mislince
"alıntıdır" 
 
 |