7

"Lâ Tahzen"

Yazar: on 01:51 in


Sabaha çıktıktan sonra artık geçen geceye bakma. Çünkü şerri ve hayrı ile giden dünü değil bugünü yaşayacaksın. Farzet ki ömrün sadece birgün, o da bugün...
Bugün doğdun ve bugün Rabbine kavuşacaksın.
Geçmişin kederi, geleceğin kaygısı ile ayağının sürçmesine müsaade etme. bütün dikkatini, ihtimamını, çalışmanı, bugüne teksif et.
Ömrünün bu son gününün namazlarını mutlak surette huşu içinde eda et! Kur'an'ı Kerim-i tedebbür ederek oku. Tesbihatını huzurda yapıyormuşçasına yap. Ahlakına, muamelatına dikkat et. İnsanlara faydalı olacak işler konusunda son derece azimli ve gayretli olarak gününü geçir.
Bu son gününün saatlerini iyi kullan. Dakikalarını senelere, saniyelerini aylara dönüştür.
Yüce Mevlayı çokça zikret. Bugün tarlana hep hayır ek.
Günahlarından tövbe et. kinden, hasetten uzak ol. rızkına razı ol. eşini, çocuklarını mutlu et.
Kendin ol - İmmea olma
Hiçbir zaman başkası olmaya gayret etme.
Çünkü bu gerçekten sonsuz bir sıkıntı sebebidir.
Adem aleyhisselamdan bugüne insanoğlundan biri diğeriyle aynı surette yaratılmamıştır. sen özelsin.
Geçmişte hiç kimse senin suretinde yaratılmadı. Bundan sonra da yaratılmayacak. Sen Ahmet'ten Mahmut'tan farklısın.
Bu yüzden kendini başkasında diriltmeye kalkışma.
Hayata 'sen' olarak atıl. Yaratıldığın gibi yaşa. Sesini, yürüyüşünü değiştirme.
Senin özel bir tadın, rengin var.
Seni bu tadınla, renginle tanıdık ve böyle görmek istiyoruz. Çünkü sen böyle yaratıldın.
İbn Mes'ud (r.a.) bir gün arkadaşlarına: "Sakın herhangi biriniz "immea" olmasın!" dedi.
Onların "Ey Eba Abdirrahman! İmmea da nedir?" diye sormaları üzerine de şunları söyledi:
"İmmea "Ben halka bağlıyım. Onlar doğru yolda olurlarsa ben de doğru yolda olur; onlar dalalette (sapıklıkta) olursa ben de dalalette olurum" diyen kişidir.
Allah'a yemin ederim ki halk tamamen kâfir olsa dahi siz kendinizi kâfir olmamak için zorlamak mecburiyetindesiniz." İnsanoğlu tabiatı itibariyle meyve ağaçları gibidir. Kimisi uzun kimisi kısa. Kimisi tatlı kimi ekşi.
Muz gibiysen başka mevye olmaya gayret etme. Çünkü güzelliğin, değerin muz olmandadır. Renklerimizin, dillerimizin, güçlerimizin velhasıl tüm özelliklerimizin farklı oluşu Bari Teala'nın ayetlerinden bir ayettir.
La-Tahzen / Üzülme 
Çünkü hüzün, düşmanı sevindirir, dostunu üzer, haset edenin diline düşürür.
La-Tahzen / Üzülme 
Çünkü hüzün, kaybolanı geri getirmez, öleni diriltmez, kaderi değiştirmez, hiçbir fayda getirmez.
La-Tahzen / Üzülme 
Çünkü hüzün sinirleri yıpratır, kalbini yorar, gecelerini mahveder.
La-Tahzen / Üzülme
eğer günah işlediysen tövbe et, istiğfarda bulun, yanlış yaptıysan düzelt, o'nun rahmeti sonsuz, kapısı hep açıktır.
La-Tahzen / Üzülme
kaybettiğin şey için üzülme çünkü daha pek çok nimetlere sahipsin. 'n sana bahşettiği diğer nimetleri düşün ve şükret.
Teala, "'ın nimetlerini saymaya kalksanız buna güç yetiremezsiniz" buyurmuyor mu?
La-Tahzen / Üzülme
ehli batılın sözlerinden dolayı üzülme, onların tenkitlerine sabrettiğin sürece mükafatlandırılacağını unutma.
La-Tahzen / Üzülme
insanlara ihsanda bulunduğun sürece üzülme. Çünkü mutluluğun yolu insanlara ihsanda bulunmaktan geçer.
La-Tahzen / Üzülme
Çünkü iyiliğin mükafatı on mislinden yedi yüz misline, kötülüğün karşılığı ise sadece mislince


"alıntıdır"

|

7 Comments


Her gün birbirimize tekrarlıyoruz ya hani.
La tahzen innallehel meana... (Üzülme Allah bizimle beraberdir.)

Bizi bize bırakma ya Rabb. Gönlümüzü sana yönelt, kalbimizi muhabbetinle temizle, dostluğuna kabul et bizi.

Ekleme yapabilir miyim izninle (:

Üzülme!

Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.

Üzülme!

Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyor kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.

Üzülme!

Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki...

Üzülme!

Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki... Gözden çıkarmamış olmalı seni.

Üzülme!

Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.


Üzülme!

Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki... Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.

Üzülme!

Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.

Üzülme!

Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.

Üzülme!

O'nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ."

Üzülme!

Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki..." Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki..."

-SENAİ DEMİRCİ-


"Lâ tahzen" bu yazının son kısmını ilk kez acile gittiğim bir gün doktorun odasında görüp çok etkilenmiştim sonra uzun zaman geçti aklıma düştü ararken ilk bu yazıyı buldum "Senai Demirci"den ve bunu da alta eklemek aklımdaydı ama "aynam" benden evvel davrandı (: teşekkür ediyorum "meleğim"...


Ben teşekkür ederim tatlım (:

Bloguna ortak olabilir miyim :P


Zaten en büyük ortağım sen değil misin (: sorma bile beraberiz burda da :)


La tahzen İnnallahe meana..
işte bu kelimler benim ajandamın ilk sayfasında kocaman harflerle yazılı.kalbi kırık bir arkadaşım olduğunda da ona bu kelimeleri yazar gönderirim.
bir de Kulillah sümmez erhum..
canım benim ya kelime doğrulamayı kaldırman mümkün mü resmen blogger benle alay ediyor Fransızların alfabesindeki değişik bir g harfi var ya onu yazmamı istiyor:))
yazamadım kabul etmedi tabi şimdiki kelime şu: adayroxa


kelime doğrulamayı kapattım abla :) hiç farkında değildim ben onun açık olduğunu :)

her zor anımızda usulca dökülür bu cümle ağzımızdan lâ tahzen innallahe meana. İnşaAllah bizimledir Rabbim.

Copyright © 2009 lâ-illâ All rights reserved. Theme by Laptop Geek. | Bloggerized by FalconHive.