2

Kalbi Temizler Ekolü

Yazar: i can... but i won't on 23:58 in
Umutrehberi'nde okuduğum bu yazı, uzunca zamandır etraftan bolca duyduğum ve bir o kadar da anlamsız gelen 'benim kalbim temiz' yani Kalbi Temizler Ekolü hakkındaki tüm hislerime tercüman oldu. Benim kalbim temiz, sorumluluklarının gayet bilincinde olan ama kalbinin temizliği (!) ile bunların üstünü örtebileceğine inanan insanların, sadece ama sadece vicdanlarını rahatlatmak ve tabiri caizse kendilerini aldatmak için sıklıkla kullandıkları içi boş bir cümledir.
"Ben insanlara hiç kötülük yapmıyorum, fakirlere arada sırada yardım da ediyorum, demek ki Allah'ın istediği ahlaktayım." demek, kendi kendini aldatmaktan başka bir şey değildir ne nedir? Çünkü Kur'an'a göre kalbin temiz olması demek, Allah'a yönelmiş ve O'na itaat etmiş olmak demektir. Allah'ın rızasını ve rahmetini kazanmanın yolu "iyi insan" olarak tanınmak değil, Allah'ın Kur'an'da tarif ettiği şekilde bir mümin olmaktır.
Sözü fazla uzatmadan yazıya geçmek istiyorum :)

Bazı kardeşlerimiz, kalp temizliğini sadece, insanlar hakkında bir kötülük düşünmemek, yahut yardımsever olmak gibi çok basit bir mânâda anlıyorlar.Bununla da kalmayıp, insanlara iyi davranmakla, Allah’a ibadet mükellefiyetinden kurtulduklarını zannediyorlar. Bu, şeytanın bir hilesi, nefsin bir oyunudur.

Bu kişiler namaz kılan, ibadet eden bir mü’minin günlük hayatında İslâm’ın ruhuna ters düşen ve diğer insanlara zarar veren bir takım noktalar tespit ediyorlar. Bunları öne sürüyor ve “Bu adam namaz kılıyor ama, şu hataları da işliyor, ben ise, onun düştüğü hatalara düşmüyorum. çünkü benim kalbim temiz!” diyerek kendi ibadetsizliklerine, onun kusurlarında bir özür kapısı bulmaya çalışıyorlar.


Bu tip yanlış değerlendirmeler sadece namaz kılmayanlara mahsus değil. Namaz kılan bir mü’min de İslâm’ın diğer emirlerini kendisinden daha iyi yerine getiren bir kardeşi hakkında benzer şeyler söyleyebiliyor. Hidayet rehberimiz, Peygamber Efendimiz’den (asm) bir Hadis-i Şerif: “İlk kez bir günah işlendiği zaman kalpte bir kara leke hâsıl olur. Eğer sahibi pişman olur tövbe, istiğfar ederse kalp yine parlar.” Bu Hadis-i Şerif’den temiz ve selim kalbin, ancak günahlardan salim olan ve isyanlarla kararmamış bir kalp olabileceğini öğreniyoruz.


Farzlar te’vil kaldırmaz. Onlarda yanlış yorum yapmaya ve hakikatı saptırmaya kimsenin hakkı yoktur. Allah emretmiş, Resulûllah (asm) da bu emrin nasıl yerine getirileceğini bir ömür boyu mü’minlere öğretmiş, tâlim etmiş. Asr-ı Saadeti takip eden bütün asırlarda bu emirler aynen tatbik edilmiş. Her taraf câmilerle, mescidlerle, medreselerle, tekkelerle dolup taşmış. Derken âhir zamana gelinmiş. Dünyaya dalma, dinden uzaklaşma, sefahatta boğulma, menfaat peşinde koşma devri gelip çatmış. İbadet terkedilmiş, ilim bir yana atılmış, irfandan uzaklaşılmış. Bu bozuk atmosferde, nasıl olmuşsa olmuş, yeni bir grup çıkmış ortaya: Kalbi Temizler Ekolü.


Bunlar ondört asrın bütün mü’minlerine ters bir caddede yürümeye başlamışlar. Bu ekolün mensupları, kendi haklarında, tevbe kapısını âdetâ kapamışlar. Ben senin kalbine nasıl bakayım? Kalp manevî olduğu gibi, onun hassaları, lâtifeleri de manevî. Bunlar tezahür olmadan, açığa vurulmadan nasıl bilinebilir!?


Karşınızda açlıktan inleyen bir zavallı. Ve yanıbaşında para küpü denecek kadar zengin biri. Niçin bu adama yardım etmiyorsun diyecek oluyorsunuz: “Yardım etmediğime bakma, benim kalbim şefkat dolu, merhamet dolu…” diye karşılık veriyor size. Şefkat ve merhamet, kalbe ait güzellikler. Ama onlar, fukaraya serilen sofrada, yahut verilen sadakada kendini gösterir.


Takva, kalbe ait bir başka güzellik, bir başka kemâl. O da, günahlardan uzak kalmakla ortaya çıkar, bilinir. İmanın da bir tezahürü vardır. Kişinin kalbindeki imanını diliyle de ifade etmesi gerekir. İman ancak böylece sahih olur. Dilden şehadet olarak dökülmeyen bir imanın varlığına nasıl hükmedilebilir? Kalbin, Allah’ın emirlerine karşı itaatkâr olması da bir başka güzelliktir. Bu güzelliğin tezahürü, belirtisi, nişanesi, ispatı ise ibadettir. Bir insan, namaz kıldığı halde nefsini yenememişse, işlerini Rabbinin emirlerine göre tanzim etmiyorsa, bu adam namazın hakikatına erememiştir. Ama o kul, bu hatasını namazı terkederek tedavi edecek değildir. Bunun yolu yine namazdan geçer.

Mizanda, zerre kadar iyilik de kötülük de tartılacak. Biz, “kalbimiz temiz” diyerek nefsimizi baş köşeye oturtup başkalarının günahlarına bakacağımıza, kendi noksanlarımızla ilgilensek ve onları tamamlamaya gayret göstersek o gün daha kârlı çıkarız. Biz o âlemde, başkalarının hatası nispetinde değil, kendi sevabımız miktarınca derece alacağız. Başkasının noksanlığı bizi yükseltmeyecek. Bu dünyada bile onun misâllerini yaşamıyor muyuz!?.. Bir meyveye elimiz erişmediği zaman, ayağımızın altına birşeyler koyuyor ve ona ulaşıyoruz. Yoksa, boyu bizden daha kısa olanlara bakmakla midemize birşeyler gitmiyor.


[NEV-NİYÂZ ve DEDESİ]


- Geçenlerde bir hâdise duydum. Hatta şahid olanları dinledim. Çok üzüldüm. Yedi ceddi şeyh olan bir aile Avrupa’da seyahat ve ikâmet ederlerken sanki eskiden zorla imân etmişlermiş gibi hem ibâdâtı hem tesettürü bırakıvermişler. Öyle kalsa gene bir derece. Bu yetmezmiş gibi tesettürlü Müslüman kardeşlerimizi de bağnazlık ve mürtecilikle (gericilik) itham eder, levmederlermiş (kınarlarmış). Din ve imân, içindeki hissiyâtmış, önemli olan kalbin pâk olması ev âleme sevgi ile nazarmış ?!

- Bak sen şu işe erenlerim… Bunlar yeni değil, bu sapık itikad evvelden de var idi. Ya hû kalpleri en iyi bilen kimdir? Hz. Allah (cc) O Hak Teala ki Kur’an-ı Kerim, Kelam-ı Kadîm’inde, Sure-i Mülk’te ne buyuruyor: “Her şeye, hiçbir şeyin ihâta edemeyeceği şekilde muktedir olan o Allah ki ölümü ve hayatı yarattı ki sizin hanginizin en iyi ameli (işi) var ortaya çıksın, âşikar olsun.” buyuruyor. O halde düşünmez mi ki bu ahmak insan, kalpleri en iyi bilen Allah Teala bile kuluna amel güzelliğini zâhir eylemesini emrederken kulları nasıl amellerindeki bozukluğu ile temiz kalbini arzetmeye kalkar. Küpün içinde ne varsa dışına o sızar. Bir devletin kanunu ihlal eden ve eşkıyalık yapan, ben devletime aşığım, vatanperverim dese devletin hakimi bu çürük mazereti suçun hafifletilmesi veya cezanın iptali için vesile kabul eder mi hiç?!


|

2 Comments


benim kalbimde kıskançlık varmış farkettim demem örnek vermem günahımı ortaya atmam milleti şahit tutmam olarak değerlendirildi.çünkü ben insanım dedim nefsime yenilebiliyorum.kıskandığım kimseleri yazmamama rağmen.kalbim temiz diyenler başkasının günahını örtebilen kimseler olması gerekmez mi? hatta hiç günahlarını görmemeliler başkalarının.hatta kalkıp da cevap veremeyecek ölünün arkasından konuşmamalılar.kimse yaşamadığı bir hayatı yargılayamaz.ben şu sözü çok beğenirim.hatalar kirli parmakla gösterilmez..
özel insanlar (peygamberler,evliyalar..) bile acaba diye günahlarımla napıcam ben diye yaprak gibi titrerken nasl kalplerini temiz olarak nitelendirebiliyorlar ki .Allah Resulü BİLE kalbi kaç kere nurla yıkandığı halde diyememişken diyanet işleri başkanı yahut cennetten tapu almışlar garanti gibi kendilerini temiz kalpli diğerlerini en küçük hatalarını bile gördükleri insanları cehennemlik olarak nitelendiriyorlar Rabbimin ihsan ettiği küçücük aklım ve kalbim bunu anlayamıyor.eğer Rabbim en küçük hatamızda bize gazap edecek olsaydı ah gidi ah gök kubbe başımıza çalınmıştı.tövbe kapısı hep açık ve Rabbimin merhameti gazabından çok daha fazla.ya hayır söyle ya da sus.kalbim temiz asla diyemem..kalbi hafifleten bir yolun herkese hakkını helal etmek olduğunu düşünürüm kin tutmanın değil o kadar.zaten başkalarının hatalarını gösterirken terazinin kefesine bir parmağı ile de bastırmayan yoktur diye bir söz vardır ya:))
işte ben inanıyorum ki Rabbimin merhametine sığınmalıyız.dört dörtlük değiliz ama elimizden geldiği kadar gayret etmeliyiz ki bu yolda gayretlerin minik çabaların bile değeri kimbilir ne kadardır.Rabbim cümlemizi hidayete erdirsin.milletin namazını tenkit edene sen namaz kılmıyorsun duan da kabul olmaz gibi bir cahillik gösterenler kendilerine odaklansa dah güzel namazımı düzeltebilirim maneviyatımı nasıl artırabilirime odklansa eminim daha faydalı olacaklar.insnaların da ümitlerini kıırp dinden soğutmayacaklar.
benim kalbim temiz dir diyen bir de kendini işin ehli sananlar ki-ibadetine güveniyorlar belki de - yazık onlara Allah acısın.son sözle bitiriyorum çenem düştü gene:) ben alimim diyen bu dünyadaki en cahil kimseymiş..o misal..:)


Günaha girmekten korkanlardanım. Ama günaha girmeyenlerden değilim.
Dindarların –iyi bilmeleri gerek ki- birilerini cehenneme birilerini cennete yerleştirme gibi bir yetkileri ve görevleri yok. Dindarların duaları dindar olmayanlardan daha çok dinlenir değil. İnanan bir insan, çok iyi bilmeli ve unutmamalı ki, cami cemaati cenneti garantilemiştir de, pub cemaati cehennemin dibinde değildir. Kimin ne olacağını yalnızca Allah bilir. Hesap defterimizi açma yetkisi Rabbimize aittir. Camii müdavimi bir gün sapıtabilir; meyhane düşkünü gün gelir, tövbe eder, Rabbine dönebilir.

Günahkârın günahının lafını etmek, günahkârın günahından daha ağır bir günahtır. Çünkü hiç kimse sınanmadığı günahın masumu değildir. Sınanınca kaybedenleri, şimdilik sınanmadığı için kaybetmeyenler kınamaya kalkarsa, sadece komik olurlar, acınası hale düşerler. Sınansaydılar kaybedeceklerdi. Belki de sınanacaklar ve kaybedecekler. Bu yüzden, kimse kimseyi günahından ötürü kınama hakkına sahip değildir.

yorumunuza ithafen bunları paylaşmak istedim. benim kalbim temiz deyip de başkalarındaki en küçük hatayı yüze vuranlara, benim kalbim temiz deyip kendini avutup bak falan kişi şöyle yapıyor aa bir de namaz kılıyor görüyor musun vs vs üzerinden kendini yüceltmeye çalışanlara bu sözler. kalplerin içini bilen yalnız ve yalnız O iken, hiç bir zaman kesin ve emin konuşmamak gerektiği kanısındayım. gün gelir o kınanan olayı yaşayan oluruz, kim bilir. o kınadığımız, ayıpladığımız, üzerinden kendimizi yüceltmeye çalıştığımız işi, o günahı işlemeyeceğimizin garantisi var mı ki? Sana sığınırız Rabbim! Bunun örnekleri dolu etrafta, okumak ve örnek almak lazım. Çokça duyuyorum etraftan bu cümleyi. Gerçekten tuhaf geliyor bana.
Rabbim herşeyin en iyisini bilensin. Sen bizlere yardım et de gerçekten temiz bir kalple huzuruna gelelim. Amin, ecmain. :)

Copyright © 2009 lâ-illâ All rights reserved. Theme by Laptop Geek. | Bloggerized by FalconHive.